İŞSİZLİK BAŞA BELA (02.04.2018)

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılında bir önceki yıla göre 124 bin kişi artarak 3 milyon 454 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek %10,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde 0,2 puanlık azalışla %9,4 kadınlarda ise 0,4 puanlı artışla %14,1 oldu.
Aynı yılda; tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre değişim göstermeyerek %13 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1,2 puanlık artış ile %20,8 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran değişim göstermeyerek %11,1 olarak gerçekleşti.  
Bunlar Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileridir. Gerçekte durum daha da vahimdir…
Gelişmekte olan Türkiye‘de gençlerimizin önemli bir kısmı işsizdir. Gençlerimizi etkin olarak kullanmak noktasında pek çok sıkıntı vardır. Geleceğini düşünen toplumların gençliğe gereken önemi vermesi ve onu yarınlara en iyi biçimde hazırlaması gerekir. Gençliğin en iyi biçimde yetiştirilmesi, hem genç için, hem de toplum için en iyi güvencedir. 
Toplum içinde gelişme ve değişme sürecini sağlayan dinamik kesim gençliktir. Bunun için bütün dünya devletleri gençliğe çok önem veriyorlar. Ülkemizde hızlı nüfus artışı, genç bir neslin ortaya çıkmasını sağlıyor. Çok genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde gençlik problemleri en hayatî konuyu oluşturuyor. Bu problemler boşlukta kaldıkça, el sürülmedikçe devleşiyor, çözümü de güçleşiyor.
Ülkemizdeki genç işsizlerin yaşadıkları sıkıntıları hepimiz biliyoruz. Öyle ki, bu gençlerimiz sosyal kimlik eksiklikleri, “değersizlik” duyguları ve hayattan hiçbir şey beklemeyen yapılarıyla yaşamaya çalışıyor. Çalışan gençler ise, çalışmaya başladığı ilk günlerde hayatı tanımak ve kendi harçlığını çıkarabilmek arzusundalar. Ailelerine bir katkı sağlamaktan çok uzaktalar.
Gençlerle işverenler arasındaki en büyük sıkıntı iletişimsizlikten kaynaklanıyor. İşverenler, gençleri uzun iş saatleri içinde çalıştırmak istiyorlar. Gençlerin daha fazla hak ve maaş istemesi durumunda işveren, gence kapıyı gösterebiliyor. Binlerce işsiz ordusuna katılmak istemeyen genç de mecburen işvereninin baskısına boyun eğmek zorunda kalabiliyor.
Diğer taraftan işveren, işleri aksamadığı sürece gençlere bazı imtiyazlar sağlamayı kabul ediyor. Yeter ki çalışan genç bunun için doğru bir ifade ve içtenliği sağlasın. Dolayısıyla genç, sosyal faaliyetlere katılmak istediğini söylemeli ya da kendi sıkıntılarının belirli bölümünden bahsetmeli, bununla ilgili bir planlama yapmayı teklif etmeli. Planlı çalışan elemanı hiçbir işveren işten çıkarmak istemiyor ve pek çok konuda baskı yapamıyor.
Gençler, doğru planlama ile daha mutlu olabilirler. Bu konuda birkaç önerimiz var;
Öncelikle işverenle iletişimi iyi kurmak gereklidir. İşveren sizi anlamasa bile, siz kendinizi ve beklentilerinizi anlatmaktan vazgeçmemeli, sadece sıkıntıları anlatmakla kalmayıp, teklifler de sunmalısınız. Mevcut olan sıkıntıların performansınızı da olumsuz etkilediğini belirtmelisiniz. 
Genç arkadaşlarımız mutlaka serbest zaman faaliyetlerinden yararlanmalı, çalışma alanları dışında spor, müzik, sanat, sinema, resim, vb. zaman ayırmaya çalışmalıdır. Ailesine de maddî katkı sağlamak istiyorsa, kendine yetecek miktarı ve ailesine vereceği maddî miktarı dikkatle hesaplamalıdır.
Devletimizin de yapması gerekenler vardır; Çalışma ortamı, ücret, iş sağlığı, iş güvenliği, meslekî hastalıklar ve sosyal hakları daha iyi tesis etmelidir. Çalışan gençlerin yetenekleri ve ilgi alanları belirlenerek bu alanlarda eğitim almaları teşvik edilmelidir. Gençlere de diğer çalışanlara verilen ücret verilmeli, haksız rekabet engellenmeli, hem çalışıp hem okuyabileceği eğitim seçenekleri sunulmalıdır. İşveren ile işçi arasında doğru iletişimi sağlayacak çözüm yolları üretilmelidir. 
Kendi işini kurmak isteyen gençlere eğitim, danışmanlık, finansman, malzeme gibi çok yönlü destek sağlanması çok önemlidir. Aileler de çocuklarına rehberlik etmeli, onların yaşadığı sıkıntılarda anlayışlı ve yol gösterici olmaya gayret göstermelidir. 
Gençlerimizin sorunlarına önem vererek, gelecekte gençlerin de kendi çalışanlarına anlayış gösteren ve katkı yapabilen fertler olmasını sağlamak zorundayız.
Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri işsizliktir. 
Gencim, işsizim, mutsuzum söylemine çare bulmak, hepimizin görevidir. Bu anlamda yeniden bir eylem planı yapılması, istihdam desteklerinin daha da artırılması gerekmektedir.
İşsizlik başa beladır, yeni bir anlayış gereklidir.

Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com