Bu hafta sonu, hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimleri var.
Türkiye seçime odaklandı, söz sırası seçmende.
Seçim sonuçlarını gelecek hafta hep birlikte görecek ve seçmen ne diyor, anlayacağız.
Meydanlarda, basında, sosyal medyada propaganda son hızla devam ediyor. Adaylar birbirleri ile sataşıyor ama bir türlü televizyonda bir açık oturumda bir araya gelemiyor. Fikirlerini, projelerini karşılıklı tartışamıyor. Bunun yerine birbirlerini suçlamayı tercih ediyorlar. Oysa gelecek vizyonlarını sunabilir, fikirlerini ortaya koyabilir, projeleri tartışabilir, kamuoyunu aydınlatabilir ve seçmenin daha sağlıklı tercih yapmasına imkân verebilirlerdi. Bu seçimde olmadı…
Siyasetin gerginleştiği, karışık oyunların sahnelendiği bu günlerde; herkesin daha hoşgörülü, daha sağduyulu davranması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede geçmiş seçimlere bir göz attık ve Erdal İnönü’yü hatırladık. Erdal İnönü’yü bilenler onun farklı bir insan, farklı bir siyasetçi olduğunu söylerler. Renkli kişiliğini, olaylara bakış açısındaki dikkatini, ifadelerinin basitliğini, sade ve yalınlığı anlatırlar.
Çoğu insan Erdal Bey’i televizyonlardan görüp izlemiş, konuşmalarını, mimiklerini takip etmiştir. Eleştirilere verdiği cevaplar, insanları hem gülümsetmiş hem de düşündürmüştür.
İşte Erdal Bey’in söylediği bazı sözler ve kıssadan hisseler;
Bir gün eşi çığlık çığlığa bağırır;
"Erdal yetiş fare var"!
Erdal Bey gayet sakin cevaplar;
"Bana ne Sevinç, ben kedi miyim?"
***** ****** ***** ***** *****
Gazeteci sorar:
- "Sizin için Norveç'e başbakan olur diyorlar"
- Erdal İnönü:
- Çok teşekkür ederim. Bu herhalde sen bu işleri Türkiye'de beceremiyorsun demenin, kibarca söylenmesi oluyor."
***** ***** ***** ***** *****
Bir miting öncesi SHP'li milletvekili, İnönü'ye çok sık yapılan bir eleştiriyi gündeme getirdi.
- Sayın Genel Başkan'ım, siz iyi konuşamıyorsunuz. Bakın Özal'a esip gürlüyor.
- Peki, ne yapmam gerekiyor? diye sorar, İnönü.
- Sayın İnönü, konuşmaya başladığınızda şöyle yumruğunuzu masaya vuracaksınız. "İşte biz böyle partiyiz. Adamı şöyle yaparız, böyle yaparız" diye kükreyeceksiniz.
Erdal İnönü, miting alanındaki otobüsün üzerine çıkar ve kürsüye yumruğunu vurup konuşmaya başlar:
- "Biz öyle bir partiyiz ki, adamı" der ve durur.
Yanında duran ve kendine akıl veren milletvekiline dönerek şöyle der:
- "Devamını arkadaş söyleyecek."
***** ***** ***** ***** *****
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey'e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.
Erdal Bey cevap verir:
“Dur, ölme. Bir oy bir oydur.”
**** ***** ***** ***** *****
Hayata gülümseyen Erdal Bey’in bu mizah dolu cevapları unutulmadı. Kendisini rahmetle anıyoruz. Siyasetçilerin olaylara daha farklı bakmasını, ülkemize gülümseyen projeler sunmasını diliyoruz.
Siyaset kurumu, sorunların çözümü ve hizmet müessesesidir. Bu kurumun sahiplenilmesi, ülkemiz ve milletimiz geleceğinin planlanması, son derece önemlidir.
İnsan hak ve özgürlüklerinin her alanda yaygınlaştırılması, Ohal’in kaldırılması, akıl ve bilimin öne çıkarılması, ülkemizin tüketen değil, üreten bir ekonomik yapıya kavuşturulması, en büyük dileğimizdir.
Şimdi sandığa gidip tercihimizi kullanma zamanıdır.
Söz sırası seçmendedir…
Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com