YAPAY GÜNDEME TAKILMAYIN (28.09.2020)

Gazeteleri okuyorum, haberlere bakıyorum, içim kararıyor…
Ülkemiz gündemi o kadar yoğun ve değişken ki; insan ayak uydurmakta güçlük çekiyor. Sanki her gün ayrı bir gündem yaratmak için, özel bir çalışma varmış gibi. 
İnsan ister istemez şüpheleniyor ve düşünüyor. 
Acaba gündem yapay olarak mı oluşturuluyor?
Salgın nedeniyle ruh halimiz bozukken, ülkemiz etrafında bir sürü oyun oynanırken, komşularımızla aramız bir türlü düzelmezken, ekonomi ve çalışma hayatında işler iyi gitmezken,  sanki uzaktan kumanda ile zapping yapıyor gibi hayatımızın her gününde, sürekli gündem değişimi, hepimize fazla geliyor.  
Elbette dünya değişiyor, insanlık yeni bir çağın başlangıcında, sosyal medya kullanımı ve dijital hayat sürekli gelişiyor. Değişim hızlanıyor, ayak uydurmak kolay olmuyor.
Her şeye tamam da bu kadar gündem değişimi, ruhumuzu çileden çıkartıyor, içimizi karartıyor. Bir sakinlik, bir dinginlik, güzel bir haber, sağlıklı ve keyifli bir yaşam istiyor, insan. Yaşam keyfi unutuluyor, gözden kaçırılıyor.
Durup bir nefes almak, hayatımıza yeniden çeki düzen verme vakti olmalı. Yaz biterken, ekim ayına girerken, sonbahar gelmişken, bu keyfi yaşama zamanıdır. 
Hayatı keyifli ve anlamlı yaşayalım, yaşamın güzelliğini kaçırmayalım.
                                                       ***          ***          ***
Biraz egomuz mu yüksek?
Genetik bir durum mudur, yaradılışımızdan mıdır, tarzımız mı öyledir bilinmez ama övünmeyi pek severiz. Bazen olayları büyütür, gerçeğinden saptırırız. 
Sesimizi de fazla yükselttiğimiz olur. 
Bunu bir meziyet zanneder, mangalda kül bırakmayız. 
Oysa meziyet falan değildir ama yaparız.
Necip Fazıl Kısakürek kendini övenlere ithafen şöyle yazmış; 
‘‘Pazarcı bağırır, kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır, antikacı bağırmaz. Çünkü sadece malı ucuz olanlar kendi reklamını yapar.’’
Üstat ne güzel yazmış. Durup düşünmek gerek…
                                                      ***          ***          ***
Sosyal medyadan okudum, pek de hoşuma gitti.
Bir yerlere yazdım, not ettim. Köşeme de yazayım dedim.
Parasız kalmanın sebeplerini araştırmışlar.
Parasız kalmanın 10 yolu varmış. Bakalım neymiş bunlar;
        1. Bağımlı olmak.
        2. Övünmek,
        3. Çok fazla borç sahibi olmak,
        4. Hayal kurmamak, hedef belirlememek,
        5. Zararlı ilişkiler,
        6. Disiplinsizlik,
        7. Tembellik,
        8. Finansal bilgisizlik,
        9. Sahip olmadığın parayı harcamak,
       10. Risk almamak.
Tüm bunlardan sonra yazarın bir de notu var; 
Zengin olmak istiyorsan, kazanmayı düşündüğün kadar, biriktirmeyi de düşün...
                                 ***          ***          ***
Demem o ki;          
Yapay gündemlere takılmayın, yaşamı ıskalamayın…
     
Mehmet Ali Bayraktar  
mab@malibayraktar.com