Serbest Muhasebeci Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi
Japonların kendilerine has kültürleri, farklı yemekleri, teknoloji konusundaki başarıları herkesçe bilinir. Japonları seviyor ya da sevmiyor olabilirsiniz ama küçük, çekik gözlü ve çalışkan olan bu insanları tüm dünya takdir eder.
Japonya dünya’daki en ilginç ülkelerden biridir. Denetim altına alınmış nüfusu, direncini kanıtlamış esnek bir ekonomisi vardır. Makineleşmenin en yüksek düzeyde kullanıldığı tarımsal altyapısı mevcuttur. Fert başına ve toplam milli geliri açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir.
Japonya dünyanın ikinci büyük sanayi gücüdür. Amerika ve Almanya'dan sonra dünyanın üçüncü büyük ihracatçı ülkesidir. Buna rağmen sanayileşmiş ülkeler içerisinde dış ticarete bağımlılığı en düşük ülkedir. Dış ticareti sürekli olarak fazla veren Japonya, dünyanın en büyük kreditör ülkesidir.
Tabi ki bunlar birer tesadüf değildir. Başarının sırrını iyi irdelemek gerekir. Mesela Japonya, Avrupa’nın sömürgesi olmaktan kurtulmuş ender Uzakdoğu ülkelerinden biridir. Batı kültürünü tamamen kendi isteğiyle, kendi istediği şekilde ve kendi istediği zamanda kabul eden ilk ülkedir.
Japonya 6.800 adadan oluşur. Ülkenin yüzde 70′i dağlarla çevrilidir ve 200 adet volkanik dağı vardır. Japonya’da okuma-yazma oranı yüzde 100, işsizlik oranı sadece yüzde 4’tür. Japonlarda torpil diye bir şey yoktur. Başarılı ve tecrübeli olan daima öne geçer. Japonların yüzde 21‘i yaşlılardan oluşur ve bu dünya’daki en yüksek orandır.
Japonlarda tokalaşma, sarılma, öpüşme yoktur. Hafifçe eğilerek selam verilir. El teması yoktur. Bir çocuğun bile başını severseniz size çok kızar, bu onu aşağılamak demektir.Japonya’daki insanlar birbirlerine karışmazlar. Çok garip bir kıyafet giyseniz bile kimse size bir şey demez ya da ayıplamaz. En fazla bir kez bakıp kafalarını çevirirler.
Japonlar, ne Hıristiyan, ne Musevi, ne de Müslüman’dırlar. Ne peygamberleri, ne de kutsal kitapları vardır. Fakat inandıkları insani değerler ile bütün dünyaya ders verirler.
İnternette yaygın biçimde dolaşan bir metin, dikkate değer noktaları dile getirdiği için, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun önerisiyle Erkan Altınsoy tarafından İngilizceden çevrilir. Afet durumunda Japonlardan öğrenilmesi gereken 10 temel ilke başlığıyla yayınlanır. Bu çeviriyi dikkatle okuyalım, bir deprem veya bir afet anında uygulayalım.
Yakın zamanda yaşadığımız maden kazalarını ve diğer felaketleri lütfen hatırlayınız, Bir de Japonların yaptıklarına bakınız;
Bir afetle karşılaşıldığında Japonlarda hiçbir dövünme ya da aşırı hareketlerle ızdırap ifade etme görüntüsü yoktur. Üzüntünün kendisini yüceltirler. Japonlar Ağırbaşlıdırlar.
Su ve yiyecek kuyruklarındaki disiplin vardır. Hiçbir kaba söz ya da sert el kol hareketi yoktur, sakinlikleri övgüye değerdir. Kısacası onurludurlar.
Mühendislik ve mimarlık konusunda yeteneklidirler. Binalar sallanır ama kolayca yıkılmaz.
Japonlar erdemlidirler. Herkes bir şeyler alabilsin diye sadece o anda ihtiyacı olanları alırlar.
Hiçbir dükkân yağmalanmaz, yollarda korna çalınmaz, sollama yapılmaz. Sadece anlayışlı tavırlar sergilenir. Düzenlidirler.
Nükleer felaket sonrası 50 çalışan deniz suyu pompalamak için nükleer reaktörlerin içinde kaldılar ve dünyaya örnek oldular. Japonlar müthiş şekilde özverilidirler.
Duyarlıdırlar. Mesela felaket sonrası lokantalar fiyatlarında indirim yaptılar. Korunmayan bir bankamatiğe hiç kimse saldırmadı. Güçlüler zayıflara baktılar.
Eğitimlidirler. Bir felaket sonrasında yaşlılar ve çocuklar dâhil herkes ne yapacağını tam olarak bilir. Son yaşanan nükleer santral faciasında bu uygulamayı aynen yaptılar.
Medya da aynı davranışı sergiledi. Bültenlerde kendilerini mükemmel bir şekilde dizginlediler. Aptalca konuşan muhabirler ve spikerler yoktu. Sadece sakin bir şekilde yapılan habercilik vardı. En önemlisi de; bu durumdan faydalanmak isteyen ve pay çıkarmaya çalışan politikacılar yoktu.
Japonlar aynı zamanda vicdanlıdırlar. Bir mağazada elektrikler kesildiğinde, insanlar aldıkları şeyleri tekrar raflarına koyarlar ve sessiz bir şekilde çıkarlar. Son felaket sırasında da aynen böyle yaptılar.
Japon vatandaşlarından dünyanın alacağı çok dersler var. Ülke olarak bizim almamız gereken ders ise çok daha fazla…
Demek ki; insan olmak, başka bir şey.
Mehmet Ali Bayraktar
malibayraktar@yahoo.com