Serbest Muhasebeci Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi
7 Ekim 1952 tarihinde Rusya’nın Leningrad bugünkü adıyla St. Petersburg şehrinde dünyaya geldi. Annesi fabrika işçisi, babası donanmada denizaltı filosunda görevliydi.
1975 yılında Saint Petersburg Leningrad Üniversitesi Uluslararası Hukuk Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını ekonomi alanında yaptı. Mezuniyetinin ardından, 1975’ten itibaren KGB‘de çalışmaya başladı. Bir süre Almanya‘da görev yaptı. Leningrad’a dönmesinin ardından üniversite yönetiminde görev aldı.
1990’da KGB’den ayrıldı. 1994 yılında Leningrad Belediye Başkan yardımcısı oldu. 1998 Ekim ayında Güvenlik Konseyi üyesi seçildi. Mart 1999’da Güvenlik Konseyi Sekreterliği’ne atandı. Ağustos 1999’da Boris Yeltsin tarafından yeni başbakan olarak teklif edildi.
Boris Yeltsin‘in 31 Aralık 1999’da istifa etmesinin ardından boşalan başkanlık koltuğuna Anayasa gereği, üç ay içerisinde devlet başkanlığı seçimi yapılıncaya kadar bu görevi vekil olarak yürüttü. Ardından yapılan başkanlık seçimlerinde birinci turda devlet başkanı seçildi.
Rusya Federasyonu‘nun 2000-2008 yılları arasında devlet başkanlığı görevini sürdürdü. Döneminde Rusya ekonomisi hızlı büyüme rakamları yakaladı, ülkenin bağımsızlığı yolunda çok önemli adımlar atıldı, merkezi otorite kuvvetlendirildi, silahlı kuvvetlerde reformlar yapıldı.
7 Mayıs 2008’de devlet başkanlığı görev süresi doldu. Onun yerine Dmitri Medvedev yeni devlet başkanı olarak seçildi. Kendisi de Rusya’nın başbakanı oldu. 4 Mart 2012’de yapılan devlet başkanlığı seçimini kazanarak 3. kez devlet başkanı seçildi.
Biyografisini yazmaya çalıştığımız bu kişi, Rusya devlet başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’ dir. Dünyanın en karizmatik liderlerinden biridir…
Bilindiği gibi Türk F16 uçakları, 24 Kasım 2015 tarihinde bir Rus uçağını Suriye sınırında düşürdü. Türk yetkililerce yapılan açıklamalardan sonra Türkiye’nin haklı olduğuna inandık. Rus uçağının 10 defa uyarılmasına rağmen sınırımızı geçtiğini, tehdit oluşturduğu için vurulduğunu, izlediğimiz görüntülerle şahit olduk. Biz özür beklerken; Rus tarafı bizden özür dilememizi, tazminat ödememizi ve bunun hesabının sorulacağını açıklayınca şok olduk. Hem suçlu, hem güçlü, böyle mi olunuyor demekten kendimizi alamadık…
Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, bu olaya inanılmaz tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile restleşmeye varan ifadeleri alışılmadık bir durumdu. Atışmalar tüm dünyada manşetlere çıktı. Putin önderliğindeki Rusya, sert açıklamalarıyla yetinmedi. Türklere karşı akıl almaz davranışları, Türkiye’ye ve Türklere karşı ekonomik ve sosyal alanda hazırladıkları tedbir paketleri, ülkemiz gündemini salladı.
Türk mallarının ülkeye sokulmaması, Türkiye’den yapılan ithalatın kısıtlanması, Rusya’da çalışan Türklerin vizelerinin ve çalışma izinlerinin kaldırılması, Rusların Türkiye’ye gitmemeleri konusunda uyarılması ve hatta Rusya’ya turist olarak giden Türklere havaalanında zulüm yapılması şu anda görünenler ve bilinenler. Muhtemelen başka tedbirler de alacaklar.
Ekonomik hesaplar yapıldı. Ruslar ülkemize gelmezse, turizm gelirimiz azalır, Rus gümrüklerinden Türk malları giremezse, ihracatımız düşer. Ortak yatırımlarımız sona ererse sıkıntılar olur. Kış geldiğinde Ruslar doğalgaz vanasını kapatırsa enerjisiz kalırız, söylemleri had safhaya çıktı. Bunları söyleyenler haksız da değiller. Ülkemiz ekonomisi için Rusya değerlidir.
Aslında Rus ekonomisi için de Türkiye değerlidir ama şimdilik bu göz ardı ediliyor. Benim gözlemime göre şu anda herkes gücünü sınıyor. Nereye kadar gider, nasıl biter, bunu zaman gösterir. Umarız tez zamanda taşlar ve sözler yerine oturur.
Kişisel görüşümüze göre; ortaya çıkan bu tablo, Türk-AB ilişkilerini de etkileyecektir. Müzakereler bir başlasın, ilerleyen aşamalarda bunu daha sık telaffuz edeceğiz. Bir yere not edelim: Avrupa Birliği, Türkiye’nin tam üyeliği konusunda Rusya’yı hesaba katmadan olumlu ya da olumsuz hiçbir adım atmayacaktır. Türkiye bu durumu iyi değerlendirmelidir.
Vladimir Vladimiroviç Putin, gündemde kalmaya devam edecektir.
Mehmet Ali Bayraktar
malibayraktar@yahoo.com